İkinci El Araç Satışlarında Rekorlar ve Yeni Trendler
Türkiye otomotiv sektöründe ikinci el araç piyasası, son yıllarda yaşanan hızlı değişim ve yeniliklerle adeta yeni bir döneme girmiş durumda. Otomobilen Genel Müdürü Kenan Bilirgen’in açıklamaları ışığında, 2024 yılında kaydedilen rekor satışların etkisi, stokların erimesi ve yeni model geçişlerinin hızlanması gibi önemli gelişmeler gündeme oturuyor. Bu kapsamlı değerlendirmede, ikinci el araç satışlarının fiyat dengesi, ÖTV muafiyeti düzenlemesi, Türkiye’nin yaşlanan araç parkı ve elektrikli araç pazarında yaşanan dönüşüm detaylı bir şekilde ele alınıyor.
![Otomobilen Genel Müdürü Kenan Bilirgen](http://autolife.b-cdn.net/wp-content/uploads/2025/02/Otomobilen-Genel-Muduru-Kenan-Bilirgen.jpg)
2024 Yılının Rekor Satışları ve Yeni Model Geçişi
Kenan Bilirgen, 2024 yılının ikinci el araç satışlarında kaydedilen rekor performansın, sıfır araç pazarında yaşanan stok sıkıntısına neden olduğunu belirtti. Genel Müdür, “İkinci el tarafındaysa ocak ayının ikinci yarısı itibarıyla satışlar, aralık ayında kaldığı yerden devam ediyor. Fiyat seviyeleri çok dengeli bir şekilde, geçen yılla benzer seviyede devam ediyor” diyerek, satış trendlerinin dengeli bir seyir izlediğini vurguladı. Geçmiş yıllarda ocak ve şubat aylarında devam eden sıfır model satışlarının, 2024 yılındaki rekor etkisiyle büyük ölçüde gerilediğini ifade eden Bilirgen, “Özellikle sıfır araç tarafında, rekor satışların etkisiyle stoklarda yaşanan erime, model yılı geçişlerinin çok hızlı gerçekleşeceğini gösteriyor” dedi.
Bu durum, yeni model yılına geçiş sürecini hızlandıracak ve ikinci el pazarında da fiyatların rasyonel bir şekilde seyretmesine neden olacak. 2025 yılı liste fiyatlarına bakıldığında ise ikinci el araçların daha çok tercih edildiği, özellikle kondisyon olarak daha düşük kilometreye sahip ya da model yılı olarak 2023-2024 gibi sıfıra yakın araçların bu aradaki makastan dolayı öne çıktığı gözlemleniyor. Bilirgen’in sözleri, tüketici davranışlarının hızla değiştiğini ve ikinci el araç piyasasının, sıfır araçların yaşadığı stok sıkıntısının yarattığı fırsatlarla büyümeye devam edeceğini ortaya koyuyor.
İkinci El Araç Piyasasındaki Denge ve Fiyat Trendleri
Otomobilen’in sunduğu hizmetlerin detaylı değerlendirmesi, ikinci el araç piyasasının neden bu kadar cazip hale geldiğini ortaya koyuyor. Sıfır faizli kredi seçeneklerinden satın alma öncesi kiralama uygulamalarına, takas indirimlerinden 60 aya varan vadelendirme imkanlarına kadar pek çok avantaj, tüketicinin ikinci el araç tercih etmesinde etkili oluyor. Ocak ayının ilk günlerinde gerçekleşen sıfır araç satışlarının ardından, ikinci el piyasasında yaşanan fiyat dengesi, geçen yılla benzer seviyelerde seyrediyor. Bu durum, tüketicilere uzun vadede daha istikrarlı bir alışveriş deneyimi sunuyor.
Fiyatlarda görülen bu denge, ekonomik belirsizlik dönemlerinde ikinci el araçların tercih edilmesinde önemli bir rol oynuyor. 2024 yılı boyunca ikinci el pazarında ilk altı ayda düşen trendin ardından, altıncı ay sonrasında hem satışlarda hem de fiyatlarda kademeli bir artış yaşandı. Ancak bu artış, enflasyon ve kur dalgalanmalarının etkilerini aşamadı; sıfır araç fiyatlarına göre makasın daha rasyonel kalması, tüketicinin bu piyasayı tercih etmesinde etkili oldu. Tüketiciler, düşük kilometre ve neredeyse sıfıra yakın model özelliklerine sahip ikinci el araçlarda yatırım yaparak, sıfır araçlara göre daha ekonomik ve pratik çözümler buluyor.
ÖTV Muafiyeti Düzenlemesinin Sektöre Etkisi
Sektörde dikkat çekici diğer gelişmelerden biri de ÖTV muafiyetli araçlarda yapılan yeni düzenlemenin etkileri oldu. Kenan Bilirgen, bu düzenlemeyi “sürpriz bir karar” olarak nitelendirirken, markalar arasında %10-15 oranında ÖTV muafiyetli araç satışı yapıldığına işaret etti. Ancak, bu uygulamanın yüzde 40 yerlilik şartıyla sınırlandırılması ve yeniden sahiplenme izninin 10 yıla çıkarılması, tüketici iştahında belirli bir daralmaya neden olabilir. Bilirgen, “Bu özel muafiyetin kötüye kullanımını engellemek adına alınan bu önlemler, aslında uzun vadede yerli üretimi ve milli markaları destekleyecektir” diyerek, düzenlemenin doğru bir adım olduğunu belirtti.
Yeni düzenleme, tüketiciye sunulan avantajları sınırlasa da, araçların çevresel ve ekonomik etkilerini göz önünde bulundurarak yapılan bu adım, Türkiye’de üretilen modellerin, özellikle yerli ve milli üretici Togg’un lehine sonuçlanması bekleniyor. Bu yaklaşım, sektörün gelecekteki sürdürülebilirliğine ve yerli üretimin desteklenmesine yönelik stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Üstelik, bu düzenlemenin kötüye kullanımı önleyerek, uzun vadede araç piyasasında daha dengeli bir rekabet ortamı oluşturacağı öngörülüyor.
Türkiye’nin Yaşlanan Araç Parkı ve Hurda Teşviki
Türkiye otomotiv sektöründe, sadece satış trendleri değil; araç parkının genel yapısı da dikkat çekici bir konu olarak öne çıkıyor. TÜİK verilerine göre, ülke genelinde 31 milyondan fazla araç bulunurken, bunlardan 16 milyonu otomobil kategorisinde yer alıyor ve bu otomobillerin ortalama yaşı 14 yılın üzerinde seyrediyor. Kenan Bilirgen, 2024 yılında ikinci el olarak satılan 8.9 milyon aracın %55’inin 10 yaşın üzerinde olduğunu belirterek, Türkiye’nin araç parkının oldukça yaşlanmış olduğunu vurguladı.
Yaşlanan araç parkı, sadece ekonomik verimliliği etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda trafikte can ve mal güvenliği ile çevresel etkiler açısından da riskler barındırıyor. Bu bağlamda, her senenin başında sektör temsilcilerinin hurda teşviki uygulamasını gündeme getirmesi, hem trafikte güvenliği artırmayı hem de çevre kirliliğini azaltmayı hedefliyor. Eski araçların trafikten çekilmesi, sıfır araç piyasasında yeni model satışlarını desteklerken, gençleşen bir araç parkı oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu stratejik adımlar, hem ekonomik hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir yer tutuyor.
Elektrikli Araç Pazarında Yeni Dönem ve Togg’un Başarısı
Elektrikli araç pazarı, 2024 yılı itibariyle Türkiye’de büyük bir ivme kazandı. Kenan Bilirgen’in de belirttiği üzere, elektrikli araç satışları 100 bin adede ulaşarak toplam otomobil satışları içindeki payı %10’un üzerine çıkardı. Bu durum, geçmişte dizel araçların popülaritesini geride bırakarak, elektrikli araçların geleceğin teknolojisi olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin, elektrikli araçlara olan ilgisinin artması, hem çevresel duyarlılık hem de teknolojik yenilikler açısından büyük bir dönüşümün habercisi niteliğinde.
Özellikle yerli ve milli üretimden çıkan Togg, tek bir modelle 30 binden fazla satış gerçekleştirerek büyük bir başarıya imza attı. Togg’un bu başarısı, sadece Türkiye pazarında değil; aynı zamanda küresel ölçekte de dikkat çekici bir performans sergilediğini gösteriyor. Elektrikli araçlar, hem çevre dostu teknolojileri hem de ekonomik yaklaşımları sayesinde her yıl daha fazla pazar payına sahip oluyor. Diğer markaların da üretim planlarına elektrikli modelleri eklemesi, sektörün bu alanda hızla dönüşüm yaşadığını kanıtlıyor.
Türkiye’nin elektrikli araç pazarında yaşadığı bu ivme, gelecekte otomotiv sektöründe köklü değişikliklere zemin hazırlayacak gibi görünüyor. Tüketicilerin, yakıt tasarrufu, çevresel duyarlılık ve teknolojik üstünlük gibi kriterlerle hareket etmesi, elektrikli araçların yaygınlaşmasını hızlandırıyor. Bu durum, sıfır araç ve ikinci el piyasasında da fiyat ve tercih trendlerinin yeniden şekillenmesine neden olacak. Kenan Bilirgen, “Elektrikli araç pazarı her yıl kademeli olarak penetrasyon anlamında artış gösteriyor ve önümüzdeki dönemlerde bu eğilimin daha da güçleneceğini öngörüyoruz” diyerek, sektörün geleceğine dair umut verici bir tablo çizdi.
Otomobilen’in Sektördeki Rolü ve Hizmet Kalitesi
107 yıllık köklü bir geçmişe sahip Tunalar Topluluğu’nun ikinci el otomobil satış markası olan Otomobilen, 2015 yılından bu yana sektörün öncülerinden biri olarak faaliyet göstermeye devam ediyor. Sıfır kilometreden farksız ikinci el araç satış hizmeti sunan Otomobilen, müşteri odaklı hizmet anlayışıyla dikkat çekiyor. Sunduğu sıfır faizli kredi seçenekleri, satın alma öncesi kiralama uygulamaları, takas indirimleri ve 60 aya varan vadelendirme imkanları, tüketicilerin güvenle ikinci el araç tercihi yapabilmesini sağlıyor.
Otomobilen, 8 ilde toplam 12 şubesiyle hizmet verirken, sektörün yaşadığı tüm dinamikleri yakından takip ediyor. Kenan Bilirgen’in yaptığı değerlendirmeler, sektördeki hızlı değişimlerin ve ekonomik dalgalanmaların, müşteri beklentilerini nasıl şekillendirdiğine dair önemli ipuçları sunuyor. Otomobilen’in sunduğu hizmet kalitesi, sadece araç satışında değil; aynı zamanda finansman ve müşteri memnuniyeti konularında da sektörde örnek teşkil ediyor. Bu kapsamlı hizmet ağı, tüketicilerin ikinci el araç alımında güven duymasını ve uzun vadeli memnuniyet yaşamalarını sağlıyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, 2024 ve 2025 yılları arasında ikinci el araç piyasasında yaşanan hareketlilik, sektörde önemli dönüşümlerin habercisi oluyor. Rekor satışların, yeni model geçişlerinin, dengeli fiyat trendlerinin ve elektrikli araç pazarındaki yükselişin, Türkiye otomotiv sektöründe geleceğe dair umut verici bir tablo çizdiği söylenebilir. ÖTV muafiyeti düzenlemesi ve yerli üretimi destekleyen politikaların, uzun vadede sektörün sürdürülebilirliğini artırması bekleniyor. Ayrıca, yaşlanan araç parkının gençleştirilmesi için hayata geçirilen hurda teşvikleri, trafikte güvenliği ve çevresel duyarlılığı artıracak stratejik adımlar arasında yer alıyor.
Kenan Bilirgen’in değerlendirmeleri, sektörün tüm paydaşları için önemli ipuçları sunarken, tüketiciler açısından da doğru kararlar almanın yolunu açıyor. Sıfır ve ikinci el araç piyasasındaki fiyat dengesinin sağlanması, ekonomik belirsizlik dönemlerinde tüketiciye sunduğu güvence sayesinde, otomotiv sektörünün en kritik parçalarından biri haline geliyor. Elektrikli araçların yükselişi ise, hem çevre duyarlılığı hem de teknolojik gelişmeler açısından yeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyor.
Özetle, 2024 yılında ikinci el araç piyasasında yaşanan hareketlilik, stok sıkıntısı, fiyat dengesi ve elektrikli araçların pazardaki etkisi, sektörün dinamiklerinin ne kadar hızlı değiştiğini gözler önüne seriyor. Otomobilen gibi köklü ve müşteri odaklı markaların sunduğu hizmet kalitesi, bu değişim sürecinde tüketicilere en iyi deneyimi yaşatmayı hedefliyor. Gelecekte, yerli üretimin desteklenmesi, çevre dostu teknolojilerin benimsenmesi ve genç araç parkının oluşturulması, Türkiye otomotiv sektörünün rekabet gücünü artıracak ve sürdürülebilir bir büyüme için önemli adımların atılmasını sağlayacaktır.