Elektrikli otomobil satışlarında yavaşlama!

Pekin, azalan talep ve Çin-Batı ticaret savaşının ortasında, kontrolsüz bir şekilde büyüyen elektrikli araç projelerinin gelişmesini engelleyeceğini belirtti. Elektrikli araç pazarının hızla doygunluğa ulaşması ve artan bir fiyat savaşı endişesi, sektördeki büyüme potansiyelini kısıtlıyor.

Son birkaç yılda Çin’in otomobil endüstrisindeki faaliyetler patlama yaparak, ülkeyi kısa bir süre önce dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı konumuna getirdi ve bu büyüme trendi devam ediyor. Ancak, Pekin’deki yetkililerin dikkat çekici bir şekilde, ülkenin elektrikli araç (EV) üreticilerinin genişlemesini kontrol altına almak ve sınırlamak istediği ortaya çıktı.

Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakan Yardımcısı Xin Guobin, ek yeni ürünler için talebin “yetersiz” olduğunu belirtti. Ayrıca, yerel yetkililer ve işletmeler tarafından başlatılan yeni EV projeleri için “kör” programlarla mücadele etmek amacıyla “güçlü önlemler” alacaklarını söz verdi. Xin Guobin aynı zamanda, “bazı düzensiz rekabet davranışlarının” farkında olduklarını da ifade etti.

Elektrikli otomobillerin fiyatları düşüyor

Elektrikli araç pazarı ve Çin’in bu alandaki rolüne dair endişelerini dile getiren tek kişi Guobin değil. Bu konuda Gavekal Research’ten Louis Gave de kaygılarını dile getirerek, “En büyük endişe, elektrikli araç pazarının hızla doygunluğa ulaşması ve kısırlaşan bir fiyat savaşının hemen köşede olması” şeklinde ifade etti. Gavekal, “Otomobil üreticilerinin artık cömert banka kredilerine daha kolay erişebildiği bir dönemde, pazar payını artırmak ve rekabeti ortadan kaldırmak adına fiyatları ve marjları düşürmek en az direnç gösteren yol olabilir” şeklinde görüş bildirdi.

Maliyet ve karlılık uyarısı

Bu nedenle, elektrikli otomobillerdeki indirim trendinin daha da artması bekleniyor. Son dönemdeki indirimlerin en dikkat çekeni, dünyanın en çok elektrikli otomobil satan firması olan Tesla’dan gelmişti. Yapılan yüzde 8’e varan indirimlerin ardından, Stellantis CEO’su Carlos Tavares’in, Tesla’yı ima ettiği iddia edilen açıklamaları oldukça konuşuldu. Tavares, “Fiyatlarını acımasızca düşüren ve kârlılıkları acımasızca çöken bir şirket biliyorum” ifadeleriyle, maliyet gerçeklerini göz ardı ederek düşük fiyatlandırmanın getirdiği risklere vurgu yaptı ve “Maliyetlerinizin gerçekliğini göz ardı ederek fiyatlandırmayı düşürürseniz, kan gölüne dönersiniz” uyarısında bulundu. Tavares, bu durumun bazı otomotiv şirketlerinin iflasa sürüklenerek devralınmasına neden olabileceğini dile getirdi.

Çinli otomobil üreticileri geçen yıl ülke sınırlarının dışına yaklaşık 5 milyon araç ihraç etti ve bunun önemli bir kısmı, Rusya’da patlayan ithalat pazarındaki talepten kaynaklandı. Avrupa, Çin’den ithal edilen araçların ithalatına yeni başladı ancak bu ithalatın hızla büyüme potansiyeli yüksek. Bu durum, hem Batılı otomobil üreticilerini hem de bu ülkelerin hükümetlerini endişelendiriyor. Avrupa Komisyonu, Çinli otomobil üreticilerinin Avrupalı markalara karşı haksız bir avantaj sağlamış olabilecek devlet sübvansiyonlarını araştırmak üzere bir soruşturma başlattı.

Çin’in en büyük ikinci bataryalı elektrikli otomobil üreticisi BYD, 2023 yılı içinde yüzde 15’e varan oranlarda indirimler yaparak dikkat çekti. Hızla büyüyen Çinli üreticilerin Avrupa’da satışlarını artırma ve rekabeti kızıştırarak kârlılıklarını düşürme eğilimleri, rekabet ettikleri firmalar ve üretim yapan ülkeler için endişe verici bir tehdit olarak görülüyor. Bu durum, otomotiv sektöründeki dinamiklerde önemli bir değişimi beraberinde getiriyor.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN FİYATI NE ZAMAN DİBİ GÖRECEK?

Çin’deki elektrikli otomobil üretiminde uygulandığı iddia edilen sübvansiyonlarla ilgili yapılan araştırmanın sonuçları Avrupa’da alınacak kararları etkileyebilir. Üretim hızının talebin oldukça altında düşmesi, üreticiler arasında başlayacak olan ‘indirim savaşları’nın, elektrikli otomobil fiyatlarını dip seviyelere çekebileceği öngörülüyor.

Bu durumun oluşmasında en önemli etken, yeni inşa edilen elektrikli otomobil fabrikalarının devreye girmesi olacaktır. Bu nedenle, 2024 sonlarına doğru fiyatlarda ciddi bir düşüş potansiyeli ortaya çıkabilir ve elektrikli otomobil fiyatları o dönemde en düşük seviyelere ulaşabilir. Bu süreç, elektrikli otomobil pazarındaki rekabetin şiddetlenmesi ve tüketicilere daha cazip fiyatlar sunulması açısından önemli bir döneme işaret edebilir.

Elektrikli mi benzinli mi?

Elektrikli araçlar ve benzinli araçlar, günümüzde otomotiv endüstrisinde önemli bir rekabet içindedir. Elektrikli araçlar, çevre dostu özellikleri, düşük işletme maliyetleri ve sıfır emisyon avantajlarıyla dikkat çeker. Bu araçlar genellikle enerji verimliliği açısından daha yüksektir ve uzun vadede daha ekonomiktir. Ayrıca, elektrikli araçlar, hızlı şarj özellikleri sayesinde şebeke üzerinden kolayca şarj edilebilir.

Öte yandan, benzinli araçlar, daha yaygın şarj altyapısına sahip olmaları ve daha uzun menzile sahip olmaları gibi avantajlara sahiptir. Şu anda, benzinli araçlar, otomobil endüstrisindeki altyapı ve tüketici alışkanlıkları nedeniyle daha yaygın bir kullanıma sahiptir. Ayrıca, benzinli araçlar, hızlı bir şekilde benzin istasyonlarında yakıt alabilirler, bu da kullanıcıların daha uzun mesafelere daha kolay bir şekilde seyahat etmelerine olanak tanır.

Her iki araç türü arasındaki tercih, kullanıcının ihtiyaçlarına, bütçesine ve çevresel endişelere bağlı olarak değişebilir. Elektrikli araçlar, teknolojik gelişmelerle birlikte daha rekabetçi hale gelirken, benzinli araçlar halen geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından tercih edilmektedir. Gelecekteki teknolojik ilerlemeler ve çevre bilincindeki artış, bu iki araç türünün karşılaştırmasını daha da önemli hale getirecektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu